16 Eylül 2008 Salı

Maç spikeri olmak istiyorum ama garip isimli futbolcular beni korkutuyor

hehhee. hehe. höhöh. insan gibi olması.

Farkettim de ne kadar fazla iş alanı var yahu, yani bu devirde işsiz kalmak, bir alanda uzmanlaşamamak çok zor bence. Şöyle bir bakın etrafınıza, gördüğünüz her şeyin bir üreteni var ve hepsi farklı bir alan. Bence bu kadar şeyin oluşması büyük bir iş gücünü gerektiriyor, yani. 30 yaşına gelip de, "Abi ben işsizim ya, kimse iş vermiyor, arıyorum ama sürekli" modundaysan kusura bakma ama azcık malsın. Ya da daha hafif konuşayım, yeteneklerinin farkına varamamışsın. Üstüne gitmemişsin vücudunun, ellerinin, ayaklarının. Denemelisin bence.

Bak mesela benim bir arkadaşım vardı senden iyi olmasın, iyi bir adamdı. Severdim ben bunu, saçlarını okşardım bira içerken mesela. Bacakları arasına telefonumu düşürüp pipisini falan ellerdim. Öyle ilgi duyduğum bir arkadaşımdı. Gel zaman git zaman bu arkadaşımın iş hayatına da ufaktan biraz dahil oldum. Bana akıl danışıyordu bazı zamanlarda ama bu sefer farklıydı. Sanırım yöneleceği alanı belirlemişti ama bazı korkuları vardı. Onunla diyaloğa girmeye çalışıyordum ama her seferinde konuyu değiştirip zayıf yönüme vuruyor, onunla oynaşmaya beni zorluyordu. Ne kadar da piçti.

Bir gün kendisiyle şöyle bir konuşma yaşadık;

- Abi ben sanırım ne iş yapmak istediğimi biliyorum..
+ Ne istiyorsun berkant?
- Maç spikeri olmak istiyorum ama garip isimli futbolcular beni korkutuyor..

Burdan sonra dünya görüşümde bazı değişmeler oldu, mesela artık localarda sadece zenginlerin değil, garsonların da bulunduğunu anladım. Her ne kadar iş icabı orda olsalar da, garsonlar locadaydı. Böyle bir bakış açısı kazandım.

Arkadaşa gelirsek; başlarda ona hak vermedim değil. Sonuçta bir "hübschmann" telaffuzu herkes için kolay olmayabilirdi. Aslına bakarsanız sonuna kadar haklıydı. Herkes bir "Ahmet, Mehmet, Sinan, Kunter" değildi.

Dediğim gibi, herkesin yetenekleri farklıydı ve bunların farkına varması da onun hayatında önemli bir rol oynayacaktı. "Boşver" dedim arkadaşıma, kendisini boş heveslere sokmak istemiyordum. Maç spikeri olmak kolay iş değildi ve onda bu yetenek yoktu. Gurununu incitmeden onu vazgeçirdim bu hevesinden. İçim acıdı.

Sonra mı?.. Sonra onu İhsan Usta'nın yanına verdim, şimdi 40 yıllık araba tamircisi gibi amortisör değiştiriyor. Kabiliyetinin farkına varmasında ona gerçekten yardımcı olduğumu düşünüyorum. Sevap kazandım.

ps: Allah var.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

valla hll aq bu kadar gulmedim hayatimda sanirim :DDDDDDD tebrikler kardesim devamini beklioruz :D