
İşte halihazırda gördüğümüz hareketin amacını anlayamayanlar için küçük bir açıklama yapayım; hani biz hacet gideriyoruz ya, böyle oturuyoruz klozetimizin şefkatine güvenle. İşte ilk çıkarım esnasında tek parça sıçmamak adına(tek parça sıkmak günah ki) yapılan, deliği kapatıp açmakla endeksli bir hareket bu. Haceti parçalara bölüp sifonu çektiğimizde gidişin kolaylaşmasını sağlıyor. Yani misyonu gerçekten çok büyük. Nice tuvaletler tıkandı bu harekete nail olamayan insanlar yüzünden, ondan yani.
Neyse, anladığını düşünüyorum. Bu arada "hacet gidermek" yerine "sıçmak" fiilini kullanacağım bundan sonra, kusuruma bakma. Geçen gün yine sıçıyoruz arkadaşlarla, toplandık falan böyle, bizim samimi olduğumuz arkadaşlardan biri geldi ki kendisi biraz antilop, biraz da gergedana benzer, bu iki hayvanın ayrımına varabilen insanlardan pek hazzetmez kendisi aynı zamanda. Bu adamın bir arkadaşı var imiş efenim, Talip kendisi. Adı yani, Talip. "Abi" dedi, "Adam malı bırakmış". "Ha, ney?" dedim kafamı dayadığım karpuzun içerisinden. "Talip, tek parça sıçmış!".
O andan sonra zihnimde önceden hiç tanık olmadığım şeyler canlandı, evet birtakım cyborglar dönüşüyordu beynimde ve ben, ben saldıracak bir yerler arıyordum. Yıllardır tuvaletim tıkanmasın diye sıçan ben, klozetimdeki tek parça boku sindiremiyordum. Çok yaralıydım, arkadaşımla göz göze geldik, "onu neden buraya getirdin" dercesine suratına bakıyordum. Oysa umursuz bir tavırla sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Tam o sırada koridordan uzun boylu, büyük ayaklı,sakallı ve elleri terlemiş bir küheylan geldiğini gördüm. Tek parça sıçan adamın bu olduğuna emin değilsem de, şüphelenmiştim. Piç piç bakıyordu, "O" bu olmalıydı.
"Sen o piçsin?" değil mi dedim, "Abi, kusuruma bakma, bilmiyordum ve o son tabak.. Son nohut..." dedi. Hak veresim geliyordu kendisine ancak kesme hareketine uzak olması ona olan nefretimi tırmandırıyordu. Kendimi dizginleyemiyordum, her ne kadar harekete ismini veren ben olsam da, her ne kadar interneyşınıl bir fiil olmasa da, evime giren insan buna haiz olmalıydı. evetti.
Sonra o taharet musluğuna kadar uzamış boku elleriyle temizlettim Talip'e. Ona verebileceğim daha büyük bir ceza yoktu. "Ders al" dedim, "Ders al ki; bir dahaki sıçmanda seni öldürmek zorunda kalmayayım". Ezildi, büzüldü. Kendisine uygulamalı olarak gösterdim hareketi. Ondan sonra hiç tek parça sıçmadığı hakkında duyumlar aldım. Sevindim. İnsanlık adına attığım bu adım sanırım yerine ulaşıyordu. İçimdeki sevinç, bendimi aşıyor, dağların tepelerin ardına ulaşıyordu.
Diyeceğim o ki; tek parça sıçmayın. Kesme hareketine gereken önemi verin. Lütfen..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder